NFK-FAN

ÜSTAD NECİP FAZIL

1964

O ZEYBEK

Zeybeğimi, birkaç kızan, vurdular;

Çukurda üstüne taş doldurdular.

Bir de, ya kalkarsa diye kurdular...

Zeybeğim, zeybeğim, ne oldu sana?

Allah deyip, şöyle bir doğrulsana!

Zeybeğim, kalkamaz, dirilemez mi?

Odası mühürlü, girilemez mi?

Şu ters akan sular çevrilemez mi?

Ne günedek böyle gider bu devran?

Zeybeğim, bir sel ol, bir çığ ol, davran!

Kır at zincirlenmiş, ufuk sahipsiz...

Han kayıp, hancı yok, konuk sahipsiz...

Baş köşede sırma koltuk sahipsiz...

Kızanlar, dört yandan, hep abandınız!

Zeybeğin kanına ekmek bandınız!

Bilemem, susarak ölmek mi hüner?

Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner?

Ondan son iz, uzak, uzak bir fener...

Öldü mü? Çatlarım yine inanmam!

Gizliye yanarım, Ölüye yanmam!

Zeybek kaybolduysa bunca kayıp ne?

Tesbihi dökülmüş, aranır nine;

Balonu yok, ağlar çocuk haline...

Zeybeğim; dünyayı aldın götürdün!

Bir Öldün de beni binbir öldürdün!

Beyni tırmık tırmık, pençelere sor!

Mevsim niçin ölgün, bahçelere sor!

Sor; çukuru nerde, serçelere sor!

Ağla, bir dinmeyen hasretle ağla;

Zeybeksiz yolları gözetle, ağla!

(1964)

 

BAŞIBOŞ

Vatanımda sular akar, başıboş;

Herkes, birbirini kakar, başıboş.

Bozkırlardan topal bir tren geçer;

Çocuk, merkep, Öküz bakar, başıboş.

Yanmaz da yürekler, güneşe atsan;

Bir kibrit, bir orman yakar, başıboş.

Tarih, kutuplara kaçmış bir fener,

Buz denizlerinde çakar başıboş.

Yirmidokuz harflik sözde aydınlar,

Yafta yazar, isim takar, başıboş.

Allahım sen acı bu sâf millete!

Akşam yatar, sabah kalkar, başıboş...

(1964)

 

ŞARKIMIZ

Kırılır da bir gün bütün dişliler,

Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.

Gökten bir el yaşlı gözleri siler,

Şenlenir evimiz, barkımız bizim.

Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,

Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,

Sapan taşlarının yanında füze,

Başka âlemlerle farkımız bizim.

Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman;

Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!

Yer ve gök su vermem dediği zaman,

Her tarlayı sular arkımız bizim.

Gideriz nur yolu izde gideriz,

Taş bağırda, sular dizde, gideriz,

Bir gün akşam olur, biz de gideriz,

Kalır dudaklarda şarkımız bizim...

(1964)

 

UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylân, koşmana bak sen!

Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi Noel ağacı;

Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,

Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,

Geride ne varsa, bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk,

Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!

(1964)

 

AMAN

Aman efendim, aman!

Galiba Âhir Zaman!

Manzarası yurdumun,

Tufan gününden yaman!

Göz görmez aydınlıkta;

Asümanedek duman.

Yer dumanmış ne çıkar,

Duman dolu âsüman.

Türk evi delik deşik;

Yıkık dökük hânüman.

Duraksız itiş kakış;

Süresiz karman - çorman.

Anne çocuk doğurur,

Köpek soyundan azman.

Beyinler zıpzıp kadar,

Mideler koskocaman.

Aziz fikir buğdayı,

Katıra mahsus saman.

Boş lâf, hep dalga dalga;

Uçsuz bucaksız umman.

Hayvanlık orkestrası:

Eşek, birinci keman.

Orman keleş, nebat kel;

Nebat adamlar orman.

Midelerde ihracat,

Günde beş milyon batman.

Millî servet matbaa;

Bilmem kaç milyar harman.

Yangın evinde satranç;

Plân, reform ve uzman.

Tam birbuçuk asırdır,

Maymunlardan eleman.

Bizdeki hale nispet

Maymun taklitten pişman.

Hangi yol Türke uygun,

Hangi parti tercüman?

Çıkamaz meydanlara;

Camide mahpus iman!

Silâh küfrün belinde,

Küfrün elinde, ferman.

Cehle sorarsan, ilim;

Zehre sorarsan, derman.

Rahmet, meçhul kelime;

Bilinmez isim, Rahman.

Kutsal kitaptır fuhuş;

Ahlâk, okunmaz roman.

Tarih, kontra gerçeğe;

Hürriyet hakka düşman.

Millete kasdedenin

İsmi millî kahraman.

Yere batsın bu dünya,

Bu dünyadan hayr uman!

Genç adam, at yorganı!

Sana haram, uyuman!

Aman, efendim aman!

Efendim, aman, aman!

(1964)

 

VE GELİR

Bu yurda her belâ içinden gelir;

"Hep"leri, hep, hiçin hiçinden gelir.

Gelemez bir ithal malıdır akıl,

Kafdağından, Çinden, Maçinden gelir.

Dünküne eş, bugün küfür yobazı;

Bütün derdi festen, lâpçinden gelir.

"Allah vardır!" dersin; sorarlar: Niçin?

Sonra tokat, puta "niçin?" den gelir.

Benim nur mayama pislik atanlar,

Şeytan, senin büyük elçinden gelir!

Biricik selâmet yolu tarihte,

"Sormayın, görmeyin, geçin!" den gelir.

Genç Osman'ı lif lif yolan o güruh,

Kahbe devşirmenin piçinden gelir.

Bir gün bu gidişle çatlarsa yürek,

Dile vurdukları perçinden gelir.

(1964)


Bugün 57 ziyaretçi (67 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol