1978
ANAYASA
Perde düşse ve herşey olduğu yerde donsa;
Görünse yıldız yıldız, fezada Anayasa...
(1978)
KAFİLE
Her şeyde bir tükeniş, her oluşta bir bitiş;
Gökten ses: Ölümsüzler kafilesine yetiş!
(1978)
DEĞİŞEN-DEĞİŞMEYEN
Sofrada değişir her şey, ekmek değişmez;
Ne kanun! Değişmez'e hasret çekmek değişmez.
(1978)
NAMAZ
Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem;
Onsuz, ebedî hayat benim olsa istemem!
(1978)
DÜZEN
Doğan güneşler her gün aynı da her gün yeni;
Ezelden ebededek, işte İslâm düzeni!..
(1978)
1400
1400'e bir yıl var, yaklaştı zamanımız;
Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız?..
(1978)
KEVSER
Yalnızlar!.. O havuzun çevresinde birleşme...
Susuzlar!.. O havuzda suyu kesilmez çeşme!..
(1978)
AHŞAP EV
Tek tek kalktı eşyamız, ahşap ev bomboş kaldı;
Güneş gözünü yumdu, has odamız loş kaldı...
(1978)
RENKLER
Renkler, mavi, kırmızı, yeşil, erguvan ve mor;
Camlarda kaybedilmiş vatanı heceliyor...
(1978)
HAYRET
Kuyruğu etrafında dönen kedi hayrette;
Âlim ki, hayreti yok, ne boş yere gayrette!
(1978)
VE HAYRET
Şeyh-i Ekber diyor ki, "en büyük makam hayret"
İki bir, iki eder demek bile cesaret...
(1978)
EKSİK
Göz attığım her şeyde işte o şeydir eksik;
Mekân kopuk kopuktur, zaman da kesik kesik...
(1978)
ONA
Benim efendim!
Ben sana bendim!
Bir üfledin de
Yıkıldı bend'im.
Ben ki, denizdim,'
Dağbaşı bendim.
Şimdi sen oldun,
Aleme pendim.
Benim efendim!
Benim efendim,
Feza levendim!
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim!
Benim efendim!
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim.
(1978)
İN-ÇIK
Çıktım, çıktım, inilmez dağlar elimden tuttu;
İndim, indim, çıkılmaz çukurlar beni yuttu.
(1978)
MERCEK
Kesildi mi yoksa ardı, arkası,
Nur diyarından kol kol gelenlerin?
Yetmez mi ampulün nura cakası,
Başları dönmez mi gökdelenlerin?
Hiç kalmadı soran: Ne var insanda?
Ben duvarda ezik bir böcek miyim?
Yoksa, pırıl pırıl, tek damla kanda,
Kâinatı süzen bir mercek miyim?
(1978)
KÂBUS
Zamanın tık - tıkları,
Güder yaratıkları.
Kan sızan pençesinde
Beynimin yırtıkları.
Hayal, dalgıç ki arar,
Denizde batıkları.
Bu ne dünya; ne dünya,
Çerçopten çattıkları!..
Bak şu maymun soyuna,
Ortaya attıkları!
Aziz ekmek, fikirde,
Teneke artıkları.
Ve evlerde baş köşe,
Batının pırtıkları,
Görünmezi görmeye
Eremez mantıkları.
Ya şu sözde müminler,
Şiltenin kıtıkları?
Yetmez mi bunca zaman
Yan gelip yattıkları?
Bir nesil özlüyorum,
Doğrultsun yatıkları!
Somunları taş olsun,
Zehir de katıkları!
Yorganları devirsin,
Dişlesin yastıkları!
Bir damla gözyaşına,
Sonsuzluk, sattıkları.
Hakka dönünüz Hakka,
Hakkın yarattıkları!
(1978)
HİCRET
Baktığımız her ufkun öte yanına hasret;
Bir ömür sürüyoruz; nereye varsak hicret.
(1978)
VATAN
Bu dünya bir benzeyiş, bir vatanı andırış;
Ve göz, görmediğine kendini inandırış!...
(1978)
GÜLE GÜLE
Bu gömlek dikiş tutmaz hep söküle söküle;
Bütüne gel deseler ve gitsek güle güle...
(1978)
ZİFAF
Birazcık su ve kepek, şu kuduz nefse kifaf;
Dünyada varsa söyle, sabaha çıkan zifaf!...
(1978)
AYNI NOKTA
Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım;
Nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
(1978)
BOŞ UFUKLAR
Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti,
"İyi insanlar iyi atlara binip gitti."
(1978)
NİMET
Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki?
Orda o varken, burda bırakılmaz ne var ki?
(1978)
İNSAN
Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor;
İnsan her ân dirilip her saniye Ölüyor...
(1978)
MEZAR
Kapıya ne icra memuru gelir,
Ne Birinci Şube sivil polisi...
İçerde kimine kuş tüyü sedir;
Yüz üstü toprağa düşer kimisi...
Bir musikî orda zaman ve mekân...
Yıldız dolu feza küçük camekân...
İmkân atomunu çatlatan imkân...
Bir hiç ki, içinde heplerin hepsi...
(1978)